Aklımı kaçırdığımı düşünebilirsiniz. Bir insan acıdan delirdiğinde, diğerleri onun acısını değil, deliliğini görürler.
Birbirimize karşı, mağara adamının, kazma dişli dağ kaplanı hakkındaki düşünceleriyle doluyuz. Herkes, 'ötekini' gâvur, yobaz, hain, sapık, açgözlü, yalancı, hilekâr filan zannediyor...
Kendime siz diye hitap ederim. Saygınlığın ilk kuralı budur. Kendinizle aranıza mesafe koymazsanız, başkalarından bunu bekleyemezsiniz.
Aşk, paradoksal olarak romantik bir eşitsizlikle ilerliyordu. İki kişinin birbirini aynı yoğunlukta sevmesi imkansız. Dolayısıyla aşkta acılar ve sevinçler hakkaniyetli paylaşılmaz.
Hayatın hazırlık aşaması ömür boyu sürer. Tam yaşamaya başlayacağın sırada sahadan şutlanırsın.
Aşk adil değildi. Demokratiklik ve özgürlükçülüğün kıyısından bile geçmiyordu. Dahası istikrar ve kalıcılıktan da nasipsizdi. Sana en şiddetli tokatı patlatacak eli okşamaktan ibaretti!
Toprağı deşmek yerine, bir iğneye tutunarak suya dalıp balık avlamayı seçen solucan... İşte o benim.
İlk aşk unutulmazmış. Peki ya son aşk? Ölürken ruhunuzun bedeninizden sökülen o son parçası? Camilerde omuz omuza duran kambur ihtiyarların kalbi büsbütün boş mu sanıyorsunuz? Peh.
Birini takip etmenin en iyi yolu, onun önünde yürümektir. Kimse önündeki kişi tarafından takip edildiğini aklına getirmez.
Zevk sahibi olmak, nelerin hoşumuza gittiğiyle alakalı değildir. Zevklerimizi araştırarak edinir, tarzımızı düşünerek oluştururuz. İnsanın sesi gibi, işitme duyusu da terbiyeye muhtaçtır.
Aşk insanın sadece psikolojisini ve kimyasını değil; tarihini, müzigini, coğrafyasını, edebiyatını, fiziğini, beslenme çantasının içindekileri, hayat bilgisini de değiştiriyor.
Senden bekleneni, sana emredileni ya da seni kurtaracak olanı değil; kalbinin derinliklerinde tasdikleneni yap. İyiliği içselleştir.
Aşk insanın şahsiyetini pekiştirir. Çünkü hayatın manası, aşk bohçasında gelen bir hediyedir. Mevcudiyetinin hakkını vermek, hiç değilse mazeretini bulmak isteyen insan yalnızca aşka müracaat edebilir.
Krallığa terfi eden soytarı kadar sevinçliydim... Aşka inanıyorsanız, kadere de inanmalısınız. Her şey kontrolümden çıkmıştı. Dizginler de kırbaç da bende değildi artık.
İnsan, kendi samimiyetinin altını çizmeye kalkıştı mı, ister istemez üstünü de çiziyor. Samimiyet mahremiyetle mukayyet olsa gerek.
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Çünkü hiçbir şey görüntüden ibaret değildir. Bu kadim kaide, benim hikayemde de geçerli. Yalan insanı aptallaştırır, hakikat ise delirtir.
Bir yetim çocuğun başını okşa. O zaman, onun gözlerinde Allah'ı görürsün. Bir fakire yardım et. Onun gözlerinde Allah'ı görürsün. Bir kediye yiyecek ve su ver. Onun gözlerinde Allah'ı görürsün.