0 beğenilme 0 beğenilmeme
Edebiyat & Felsefe kategorisinde Meraklı (1.1k puan)

Hoşlandığımız eserleri mutlaka tekrar okumalıyız. Çünkü ikinci, hatta üçüncü okuyuşumuzda evvelce dikkat etmediğimiz güzellikler buluruz.

Görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki, bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum.

Yalana her şey isyan etmelidir. Eşya bile: Damlardan kiremitler uçmalıdır, camlar kırılmalıdır hatta yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır.

Ah, insanlar niçin her şeyi anlayamıyorlar? İllâ ki zıddiyetler, öfkeler, yanlış anlaşmalar, kıskançlıklar, inatlar, şüpheler, hâkim olmak arzuları...

Bir kadının zevcini muhafaza etmesi için, evvela, onun her hareketine göz yumması lazımdır. İnsanların tabiatı malum. Yapma denilen şeyleri yaparlar. Eğer kocanızı kıskanırsanız, o sizi aldatmaktan daha fazla zevk duyar. İnanınız... Bu bir kaidedir. Yasak olan şeylere herkes rağbet eder. Ne yapsanız nafile. Kocanız başka bir kadını beğendi mi, onun arkasından koşacaktır.

Zaman yürümüyor, dakikalar korkunç bir sıkıntı içinde uzuyorlar, hatta dağılıyor, birikmiyor, toplanmıyor ve bir çeyrek saat olamıyorlar.

Ben belki teselli edilmeye muhtacım, fakat bunu istemiyorum, anladın mı? Ben yalan söylenmesini istemiyorum. Hem bu ne budalaca teselli! Aldandığımı anladıktan sonra daha fazla sıkılmayacak mıyım?

Hayattan aldığımız her zevki ona muadil bir ıstırapla ödediğimizi bildiğimiz için hiçbir şeyden yüzde yüz felaketten korkmuyordum. Bunun ikisi de imkansızdır.

Felaketimizi başka biriyle taksim etmek saadettir, fakat annelerle değil, annelerle değil. Annelere anlatılan kederler taksim değil, zarbedilmiş olur: Çocuklarının felaketini iki kat şiddetle hisseden anneler, bu ıstıraplarını çocuklarına fazlasıyla iade ederler; böylece keder anadan çocuğa ve çocuktan anaya her intikal edişinde büyüdükçe büyür.

Her şeyin uzaklaştığı saat. Güneş ve renkler çekiliyor. Her şeyde bir iç çekilişi, bir sönme, bir hafifleme var. En katı cisimler bile eriyor.

Beni ona bağlayan bu hisse bir isim takamıyorum. Aşk değil bu. Dostluk değil. Dostluk ve ahbaplık gibi, zora gelince feda edilebilecek bir şey değil. Sevilmenin gururu var tabii. Fakat bu biraz da sevmektir.

Hakikatı seviniz, o da sizi sever; hakikatı arayınız, o da sizi arar ve üstüne yalan Çin setleri gibi kalın duvarlar örsün, altında kalan hakikat bir iniltiyle, bir hafif rüzgâr dalgasiyle, herhangi bir küçük işaretle mevcudiyetini bildirir: Buradayım der.

Ölüm karşısında yalnız kalmanın dehşeti, ölüm korkusunu bile bastıracak bir şiddetle artıyordu. Haykırmak istedi. Ona ses ve can, aynı şey gibi geliyordu ve bağıracak olursa ağzından bir çığlıkla beraber canının da çıkmasından korktu.

Yalnız ahmaklar plan yaparlar. Şoförlerin umumi kaideleri haricinde bir planları olsaydı yüz metre ileri gidemezlerdi; yolun hangi köşesinden ne zaman, ne şekilde, hangi araba, insan ve hayvan çıkacağını ve hangi tarafa gideceğini asla bilmeyiz.

Gözün kendi cevheri, etrafındaki adale ve deri çevresindeki ürperişlere ve kımıldanışlara muhtaç olmadan, karşısındakinin içine dolan ruh mehtevaları püskürtüyordu.

Bazen etrafımızda o kadar esrarlı bir hadise olur ki ince teferruatına kadar bunu sezeriz, fakat hiçbir şey idrak etmeyiz; ruhumuzun içinde ikinci bir ruh her şeyi anlar, fakat bize anlatmaz, böyle korkunç işaretlerle bizi muammanın derinliklerine atar ve boğar.

İnsan düşünüyor, hisse uyanarak aldanmak, buudsuzluğun tadını tatmak, sonra, bir anda başını buudlara çarpmak mı yoksa akla uyarak buudların esaretini duymak mı daha iyidir? Bilmiyor ve şaşırıyor.

Ben bir şeyim, meçhul her şeydir. Fakat... unutma ki, ben, varım; meçhul, yoktur. O, sadece olabilir, fakat olmayabilir de! Ben bir realiteyim, o bir imkandır. Bu farkı anlamayan bir aşka sen beni inandıramazsın.

İnkılap adına, din adına, ilim adına, milliyet adına fikir kılıcı çekenler, karşı tarafın da haklı olabileceğini görmek istemeyen fikir yobazlarıdır. Yazık ki, Türkiyemizde halka yol gösteren ve ışık tutan aydınlar arasında din yobazları kadar, politika yobazları, yenilik ve eskilik yobazları da az değildir.

2 Cevap

0 beğenilme 0 beğenilmeme
Ben'in Allah'ta yok olmaya koşması azizleri, insanlıkta yok olmaya koşması dâhileri, millette yok olmaya koşması kahramanları yaratmıştır.

Peyami Safa Sözleri
0 beğenilme 0 beğenilmeme
Bazen etrafımızda o kadar esrarlı bir hadise olur ki ince teferruatına kadar bunu sezeriz, fakat hiçbir şey idrak edemeyiz; ruhumuzun içindeki ikinci bir ruh her şeyi anlar, fakat bize anlatmaz, böyle korkunç işaretlerle bizi muammanın derinliklerine atar ve boğar.

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Peyami Safa

İlgili başlıklar

0 beğenilme 0 beğenilmeme
0 cevap
11 Mayıs 2018 Edebiyat & Felsefe kategorisinde aylin Çaylak (520 puan) ekledi
0 beğenilme 0 beğenilmeme
2 cevap
19 Mart 2018 Edebiyat & Felsefe kategorisinde sedef Meraklı (1.1k puan) ekledi
0 beğenilme 0 beğenilmeme
2 cevap
19 Mart 2018 Edebiyat & Felsefe kategorisinde sedef Meraklı (1.1k puan) ekledi
0 beğenilme 0 beğenilmeme
1 cevap
19 Mart 2018 Edebiyat & Felsefe kategorisinde sedef Meraklı (1.1k puan) ekledi
0 beğenilme 0 beğenilmeme
1 cevap
19 Mart 2018 Edebiyat & Felsefe kategorisinde sedef Meraklı (1.1k puan) ekledi

Kızlar, Erkekler ve Sohbet Konuları Zohbet.com'da!

İstediğin konuda başlık aç, cevap yaz ve puan kazan.

Görüşleriniz başkaları için çok değerli olabilir.

501 başlık

510 cevap

1 yorum

10 üye

...